Bir kadının gebe kalma olasılığıyla eşinin sperm sayı ve hareketliliğin paralellik gösterdiği iyi bilinmektedir. Dünya Sağlık örgütü kriterlerine göre sayı olarak en az 15 milyon/ml ve üstü olması, hareket oranlarının da en az % 40 olması gerekmektedir. Aslında günümüzde bu sayının arttırılması ile ilgili bilimsel olarak kanıtlanmış çok etkili bir medikal tedavi olmadığını söylemek gerekir. Öncelikle sperm sayı ve hareket azlığının saptanabilir bir sebebi olup olmadığının araştırılması gerekir.
Örneğin erkekte bazı hormonların eksikliği saptanmışsa bu hormonların belli bir süre dışarıdan verilmesi sperm sayısını arttırabilecektir. Süt hormonu gibi bazı hormonların da fazla salgılanması da yine sperm üretimini bozabilir. Ayrıca bazen yoğun iltihaplar da sperm sayı ve özellikle hareketini azaltabilmektedir. Araştırmada bu sebepler saptanırsa doktorunuz size tedavi planı yapacak ve takip edecektir. Eğer görünür hiçbir sebep ortaya koyulamazsa da şu tavsiyeler bazı durumlarda yararlı olabilir.
Öncelikle sperm sayısını artırmak amaçlı beslenme değişiklikleri, kilo ve yaşam alışkanlıkları gibi faktörler ele alınmalıdır.
Her şeyden önce stresli bir yaşam sperm üretimini olumsuz etkileyebilir, olabildiğince stresten uzak kalmalı düzenli egzersiz yapmalı ve uykunuzu düzenli uyumalısınız.
Sigara zararları en açık şekilde kanıtlanmış toksindir. Uzun vadede değişik organlarda kanser yaptığı gibi birçok çalışmada sperm sayısını, hareketini ve şeklini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Merkezimizde, yoğun sigara içen erkek ve kadınlara tedavi başlamadan önce mutlaka ve mutlaka sigarayı bırakmalarını tavsiye ediyoruz. Eğer varsa obezite yani aşırı fazla kilolarınızdan da kurtulmalısınız.
Testislerinizi ( hayalarınızı) yüksek ısıdan korumalısınız. Fin Hamamı, sauna ve çok sıcak su banyoları sperm üretimini olumsuz şekilde etkileyebilir. Aşırı sıcak suda uzun zaman geçirirseniz sperm sayısı belirgin olarak düşebilir. Yine dar ve naylon iç çamaşırları mümkünse giymeyin.
Çok aşırı kahve tüketmeyin. Elbette günde bir iki fincan kahve içilebilir ama daha fazlası sperm hareketliliğini azaltabilir.
Her organımızı etkilediği gibi kontrolsüz kullanılan tarım ve böcek ilaçları vücudumuzda birikerek sperm üretimini de olumsuz etkiler. Bu amaçla sağlıklı ve doğal beslenmeyi tercih etmeliyiz. Unutulmamalıdır ki hepimiz için ideal olan organik beslenmektir.
Aşırı alkol alımı da sperm üretimini bozabilir. Sürekli alkol alanlarda zamanla testislerde testosteron üretimi bozulur. Temel erkeklik hormonu olan testosteronun azalması tüy dökülmesi, empotans (iktidarsızlık) ve sperm sayısı düşüklüğüne yol açabilir. Günde 1- 2 kadehten daha fazlasının tedavi sürecinde gebelik oranlarını düşürdüğü bildirilmiştir.
Başka amaçlarla kullanılan bazı ilaçlar da sperm üretimini olumsuz etkileyebilir. Tüp bebek tedavi sürecindeyken başka nedenlerle verilen ilaçlar kullanılmadan önce mutlaka hekiminize danışmalısınız. Antibiyotikler, depresyon, mide ülseri, hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar sperm üretimini bozabilir. Mide ilacı olan reseptör bazı ilaçların sperm sayısını azaltabileceği bilinmektedir. Özellikle değişik sebeplerle örneğin prostat büyümesi gibi durumlarda kullanılan steroidli, testosteronlu ilaçlar da yine sperm üretimini bozabilir.
Kemoterapi ilaçları kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar olup sperm üretimine belirgin olarak zarar verebilirler. Bu ilaçların bir kısmının etkisi kalıcıdır. Kemoterapi öncesinde bazı hastalarda ileride kullanılmak üzere sperm örnekleri alınarak dondurulma işlemi de yapılabilir. Özellikle radyoterapi (ışın tedavisi) görecek erkeklerde sperm saklanıp dondurulması çok önemlidir.
Yoğun cep telefonu kullanımı, büyük tüplü eski tür televizyonlara, eski tip bilgisayar monitörlerine yakın ve uzun süre çalışılması, mikro dalga fırın gibi elektromanyetik dalga yayan cihazların yakınında uzun süre durulması da sperm sayısı üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Bu tür cihazlardan mümkün olduğunca uzakta kalınmalıdır.
Bisiklete uzun süre binmek de testislere mekanik zarar verir. Tedavi sürecinde ve öncesinde binilmemelidir.
Elbette tüm bu öneriler uygulansa dahi tekrarlayan tahlillerde durum düzelmiyor hatta kötüye doğru gidiyor olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki bebeğin oluşumu için aslında tek bir sperm ve tek bir yumurta yeterlidir. Doğal koşullarda milyonlarca olması gereken sperm sayısı alınan önlemler ve tedavilerle elde edilemiyorsa yapılacak iş, teknolojik imkanlardan yararlanmak için bir tüp bebek merkezinin yolunu tutmaktır.
Doç. Dr. Selman Laçin
Medicana International İstanbul Hastanesi
Tüp Bebek Merkezi Başkanı